PERİYODİK SİSTEMİN TARİHÇESİ


  •         Eski çağlardan beri altın, gümüş, kalay, bakır, kurşun ve cıva gibi elementler biliniyordu.
  •        19.yy başlarında bilinen elementlerin sayısı artmış ve elementlerin kimyasal ve fiziksel özellikleri ile ilgili bilgi birikimi sağlanmıştır. Bu nedenle bilim insanları elementlerin özelliklerini temel alan sınıflandırma gereği duymuştur.
  • Johann Wolfgang Döbereiner benzer kimyasal özellikteki elementleri üçerli gruplar halinde sınıflandırmıştır.
    Gruplarda ortadaki elementin atom kütlesi diğer iki elementin atom kütlelerinin ortalamasına eşittir. Buna triadlar (üçlüler) kuralı denir.

    Benzer kimyasal ve fiziksel özelliklerden yola çıkarak ilk periyodik sistemi oluşturan Dö Şankortua oksijen atomunun kütlesini (16) dikkate alarak bir silindirin çevresini 16 eşit parçaya bölmüş, bu silindir üzerinde düşey sütunlara elementleri, kendi geliştirdiği kütle formülüne göre yerleştirmiştir.
    Her yedi elementte bir  elementlerin özelliğinin tekrarlandığını görmüştür. Bu sistemde iyonları da sınıflandırmıştır.
    John Newlands elementleri atom ağırlıklarına göre sıraladığında; her sekizinci elementin, birinci elemente; dokuzuncu elementin, ikinci elemente benziyor ve bu ilişki devam ediyordu. Newlands bu durumu, müzikteki oktav teriminden esinlenerek bu duruma kimyasal oktav adını verdi.  Ancak bu teori aynı yıl asal gazların keşfiyle bozuldu.
    Modern sisteme en yakın sınıflandırma Julius Lothar Meyer ve Dimitri Mendeleyev tarafından yapılmıştır.
    Meyer elementleri atom kütlelerine göre sıraladı. Mendeleyev ise elementlerin atom kütlelerine göre sıralandığında düzenli(periyodik) özellikler gösterdiğini gözlemledi.
    Mendeleyev bilinen 63 elementi atom ağırlığına göre sıralamış, fiziksel ve kimyasal özellikleri benzeyen elementleri aynı grupta sıralamayı başarmıştır. 
    Ayrıca Mendeleyev o güne kadar bulunamayan elementlerin ( Ga, Sc ve Ge) yerlerini boş bırakmış bu elementlerin ilerde bulunacağından söz etmiştir.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder